16 Temmuz 2008 Çarşamba

PARİON GÜN IŞIĞINA ÇIKIYOR




PARİON GÜN IŞIĞINA ÇIKIYOR
Yeşilin ve mavinin buluştuğu Biga yarımadasında antik Troas Bölgesi’nin kuzeydoğusunda yer alan Parion, Çanakkale ili sınırlarında Biga ilçesine bağlı Kemer Köyü’nün kuzey doğusundaki engebeli arazinin üzerine kurulmuş bir antik yerleşim yeridir. Biga-Lapseki karayolunun 15.km. ’sinden kuzeye doğru ayrılan 14 km. ’lik yoldan sonra bizi Marmara denizinin soğuk suları ve Parion kenti karşılar.



Kentin adı konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan birincisi, Erythraili göçmen İason ve Demetria’nın oğlu Parion’ dan diğeri ise; Troya kralı Priamos’un oğlu Paris’in burada eğitilmesinden dolayı Paris’in şehri anlamına gelen Parion şeklinde kullanıldığı yönündedir.
Doğal bir liman olması antik çağlardan günümüze kadar kentin önemini artırır. Parion’ nun diğer bir önemi ise İon kolonizasyonlarıyla ilişkisi ve Miletoslu’lar Karadeniz (Pontos Eukseinos) için anahtar niteliği taşıyan Çanakkale Boğazı (Hellespontos), Marmara (Propontis) ve İstanbul Boğazı (Bosphorus)’nın her iki yakasında çok sayıda ki antik kentten biri olmasıdır. Kentin coğrafi konumu nedeniyle kentte ticaret önemli bir yer tutar. Henüz turizme açılmasa da simdilerde kazı ekibinden bir rehber gezmeniz için size yardımcı olmaktadır.
Kentin büyük bir bölümü Bizans surlarının yapımı sırasında tahrip edilmiş. Ancak ortaya çıkanlar bile hayal gücümüzü zorluyor. İlginç mimari yapısı, ince süslemeleri ile bundan binlerce yıl önceki Roma Dönemi’nin ihtişamlı yaşamları hakkında bilgi edinebiliyorsunuz.


Parion’ dan ilk defa tarihçi Herodot ve daha sonra da coğrafyacı Strabon eserlerinde bahsetmektedir. Bu antik bölgede çıkan sikkelere göre Kemer köyünün Parion olarak adlandırılması 1801’de Hunt tarafından keşfedilmesiyle başlamıştır. Parion da İlhan Akşit, 1970’ lerde Çanakkale Müzesi adına yüzey araştırması yapmış. Bu araştırmaların sonucunda Parion’ da daha profesyonel çalışmaların yapılması gerektiğini ortaya çıkarmıştır. 1997 yılında Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cevat BAŞARAN başkanlığında yüzey araştırması yapılmış.1999 yılında da yüzey araştırmalarına devam edilmiş ve çalışmalar daha çok çevre yerleşimlerin tespitine yönelik olmuş. Sonuçta antik kentin zenginliği bir kez daha kanıtlanmış. 2002 yılında Parion ‘da gözlemlenen en önemli şey kalıntıların gittikçe kaybolduğu gerçeği olmuş. Bu durumdan dolayı Parion’da arkeolojik kazılara başlanması ve antik kente sahip çıkılması gerekliliği ortaya çıkmış. 2005 yılında kazı çalışmaları başlamış ortaya çıkan en önemli eserler; çevresi yaklaşık 7 km.yi bulan Pario’nun sur duvarlarından bazıları kentin kuzeyindedir. Bu kısımda üç kule kısmen korunabilmiş surların kuzey doğusunda deniz seviyesinin hemen altında kuzey limanın kalıntıları bulunmuş. İki yönden denizi gören tepe üzerine kurulu akropol da birçok mimari kalıntıyı içinde barındırır. Akropolün güney yamacı üzerine de inşa edilmiş tiyatro ise sahne binasıyla ve tiyatro içinde bulunan M. S. 1390-1400 yıllarına tarihli gümüş bir Bizans sikkesi tiyatronun uğradığı tahribatın tarihi hakkında da bilgi vermekte kentin ve diğer yapılarında işe yarayan bütün parçaları sur yapımında kullanılmış. Tiyatronun bölümlerine ait mimari kalıntılarda görülmüş. Bu kalıntılarda bitkisel bezemelerle süslü başlık, Grekçe bir adak yazıtı bulunan mermer blok yer alır.
Nekropol(mezarlık) alanındaki çalışmalar ; Roma döneminde yoğun kullanım gören nekropolde Hellenistik döneme de ait mezarlar bulunuyor. Mezar çeşitliliği açısından oldukça zengin toplu mezarlar, pithos(küp) mezarlar, taş sandık mezarlar ve urne mezarlar ayrıca inhumasyon(toprağa gömü) ve kremasyon(yakma) da görülmektedir. Yakma işlemi bazen nekropolün özel bir alanında gerçekleştirilmiş, bazen de ceset mezara yatırılarak yapılmaktaydı. Nekropol’de anıt mezar da buluyor ve ihtişamlı bir yolda bu anıt mezar için kullanılmış olabilir. Mezarların bazılarında pişmiş topraktan eserler, unguntariumlar, kandiller, cam kaplar, boncuklar ve yüzükler mezar hediyesi olarak konulmuş.
Ortaya çıkan en önemli diğer bir eser ise Roma Villası merkezi bir avluya sahip iki katlı olduğu düşünülüyor, yapı iyi bir işçilikle yapılmış ve kullanılan malzemelerin kaliteli olduğu anlaşılıyor. Duvarlar ve zemin mermer kaplı, renkli sıvalar ile boyandığı anlaşılmakta. Ayrıca ele geçen korinth sütun başlığından dolayı M. S. 2.yy inşa edildiği düşünülmektedir. Henüz tamamı açılmamış olsa da geniş bir alana yayıldığı, devasa boyutta ve muhteşem bir görünümü olduğu düşüncesi insanı büyülüyor. Parion’nun tarihi ise bu kadarla sınırlı değil; Cevat hoca ve ekibi tüm güçleriyle bu gizleri ortaya çıkarmak için çalışıyorlar. İyisi mi yolunuz Biga ‘ya düşerse, Parion’u ziyaret edin ve buranın eşsiz tarihini canlı ve bir o kadar da heyecan dolu kazı ekibinden öğrenin.

Didem Gürdoğan
Arkeolog

Hiç yorum yok: